Thursday, January 29, 2009

MAyıs 2002 - Dream with the fishes izledikten sonra

DREAM WITH THE FISHES (1997)


Yönetmen: Finn Taylor

Senaryo: Finn Taylor, Jeffrey D. Brown

Oyuncular: David Arquette (Terry), Brad Hunt (Nick), Cathy Moriarty (Aunt Elise), Kathryn Erbe (Liz), Patrick McGow (Don)

Tür: Komedi- Drama

Ana Hatları: Röntgencilik, uyuşturucu ve çıplak bowling oynamak üzerine kurulmuş bir macera filmi!

Konusu: Terry (David Arquette), intihara eğilimli olmasına rağmen kendini öldüremeyecek kadar korkak, pısırık bir röntgencidir. Tam kendisini ikna etmiş ve bir köprünün korkuluklarından boşluğa atlayacağı sırada Nick ile karşılaşır ve Nick onu bu kararından vazgeçirir. Ancak bu bir anlaşma yolu ile olur. Çünkü Nick bir uyuşturucu bağımlısı olmasının yanı sıra ölümcül bir hastalıktan da muzdariptir. Terry’e yapılan teklif basittir. Buna göre Nick ölene kadar Terry hayatı boyunca biriktirdiği parayı birlikte geçirecekleri zaman boyunca harcayacaktır. Nick kendisi için sonun yaklaştığını hissettiği vakit, Terry’i öldürecek ve anlaşma tamamlanmış olacaktır. Ancak zamanla Nick’in para harcama mefhumunun oldukça ilginç olduğu ortaya çıkar. LSD tripleri, fahişelerle çıplak bowling oynamak ve araba parçalamak bunlardan sadece birkaçıdır. Birlikte geçirdikleri bu çılgın zamandan sonra Nick son kez kayda değer bir şeyler yapmak ister ve kız arkadaşını yıllardır görüşmediği ailesi ile tanıştırmaya karar verir. Nick’in geçmişiyle yüzleşirken ve yavaş yavaş yok olurken çektiği acıları gören Terry yaşamına yeni anlamlar katmaya başlar ve aslında hayatın kendisi için o kadar da kötü olmadığı kanısına varır…

Tema: Anı yaşa, hayallerini gerçekleştir ve içindeki uktelerin hepsini tecrübe et.

Yorum: “Dream with the Fishes” birçok açıdan bir kült film sınıfına sokulabilir. İşlediği sıradışı konusu ve akılda yer tutan diyalogları en güçlü tarafı olarak karşımıza çıkıyor. Oyunculuklardaki performanslar da izlemeye değer. Film belki de uyuşturucuya ve serseriliğe özendirici bir atmosfer yaratsa bile bohem yaşam tarzını yansıtması açısından sosyal toplumun ahlaki değerlerini dikkate almamakla “bağımsız” bir sinema örneği olmayı başarmış. Giriş sahnesinde köprüden atlamak üzere olan Terry’e sorular soran Nick’in aldığı cevap filmin kara mizah yanını yansıtması açısından çok güzel bir örnek: “Excuse me but could I have some privacy?”
Filmin başlangıcında hayat dolu olan Nick, kaçınılmaz sonuna doğru ilerledikçe umudunu kaybetmektedir ancak yaptıkları ile de yaşamındaki beklentileri sıfıra inmiş Terry’e bir hayat öpücüğü gibi gelmiştir. Zaten Nick’in amacı da Terry’e yaşayabileceği ve kendine güvenebileceği yeni bir dünya sunmaktır.
Filmdeki en dramatik hadise, Nick’te yavaş yavaş kaybolan mücadelenin ve tutunma hissinin sonlara doğru Terry’de ortaya çıkmasıdır.
Her yönden çok başarılı bir sinema yapıtı olan “Dream With The Fishes” izlendikten sonra yaşamın ufak tatlarından da zevk alınabileceğini gösteriyor. Film hem yaşamayı, hem de ölmeyi öğrenmek açısından çok çarpıcı. Kısaca aşk, arkadaşlık ve maceraperestlik üzerine güzel bir örnek…

No comments: