Thursday, January 29, 2009

Temmuz 2000 - Millenyum yazında supervisor olarak görev yaptığım EF turu

evet 2000 yılı yaz aylarında EF turu ile 3 haftalığına Fransa'ya dil öğrenmeye giden frankofon öğrencilerin başında geçirdiğim süre ile ilgili aldığım notlar:

EF ile Yabancı Dil Gezisi

3-23 Temmuz Paris ve St. Malo

• Paris gezisinin tarihinin değiştirilmesini olağandışı bir gelişme olmasının dışında Paristeki karşılama otobüs ve otele ulaşım gayet konforlu ve hızlı idi. Paristeki otel, 2 yıldızlı vasat bir otel fakat bulunduğu bölge cidden çok tehlikeli bir mahalle. Otelin adı Nouvel Otel ve semtin adı Chateau Rouge. Akşamları ve hatta gündüzleri çıkıp dolaşmak neredeyse imkansız. İkinci Paris seyahatinde kalınan otel de 2 yıldızlıydı ama gerek muhit gerek kalite olarak çok uygun ve yeterliydi. Çocukların bir kısmı EuroDisneye gitmek istemesine rağmen bu gerçekleşemedi çünkü onları götürecek birisi yoktu. Bunun dışında 2 günlük Paris seyahatinden genelde memnun kaldılar.

• St. Malo da ise bazı ufak tefek sorunlar bisikletlerle yaşandı. Çoğu ögrenci programa bisiklet kiralayarak başladı ama sonunda hemen hepsi kararını değiştirdi ve otobüse geçmek için bayağı bir para ödemek zorunda kaldılar (hem bisikletlerin belli bir süre kirası, hem de otobüs abonmanları...)

• Dersler yeni başlayanlar ve orta seviyeliler için çok iyi fakat 2. haftanın sonunda bazı öğrencilerin isteği üzerine üst seviyeler için yeni bir sınıf açıldı. Gelecek sene eğer en baştan “advanced” seviyedeki öğrenciler için bir sınıf oluşturulsa çok daha iyi olur.

• Civar yerlere yapılan gezilerin sayısı çok ama genelde pek de organize değil mesela Rennes şehrine gidildikten yarım saat sonra öğrenciler 7 saat boyunca serbest kaldılar ve çoğunlukla sıkıldılar, şehir içi gezisi falan olmadı. Diğer gezilerde de aynı şekilde gidilen yer bir rehberle veya otobüsle gezilmedi.

• Gelecek sene St. Malo şehrinin bröşürlerde daha bol resimlerle yer alması çok olumlu etki yaratabilir çünkü hakikaten tam bir tatil mekanı.

• 2’si paralı olmak üzere 5 gece disko yapıldı fakat son gece öğrenciler diskoya gitmek bile istemedi, biraz sıkıcı bir yer ve pek disko havası yok. 5 diskonun da aynı mekanda yapılması da biraz fazla geldi ki St. Malo’da böyle aktivitelerin yapılabileceği çok farklı mekanlar var.

• Yaklasık 5 öğretmen ve 4 tane de hem animatör hem öğretmen olarak çalışan var. Animatör-öğretmenler, hem sabah ders verip, hem öğleden sonra aktiviteleri düzenleyip, gezilerde bulunup, hem de akşam diskolara katıldıkları için aşırı yoruluyolardı onun için son günlerde ortalıkta ruh gibi gezindiler.

• Mt. Saint Michel gezisi çok enteresan fakat yine öğrenciler çok uzun bi süre kendi başlarına bırakıldıkları için sıkıldılar.

• Genelde ortalamanın az üstünde harcayan bir öğrencinin masrafları 3000 – 3500 Frankı geçmedi bu da 500 $ falan ediyor ancak minimum da 350 $ harcanıyor.

• Jersey adasına gidememek öğrenciler arasında biraz eziklik yaratıyor.


Bu yukarıda belirttiğim ufak ayrıntılar dışında aksayan büyük bir olay pek yaşanmadı, öğrencilerin neredeyse tamamı memnun kaldı, aileleriyle sorun yaşayan öğrenci pek yoktu. Ancak öğrencilere de otelde kalmadıkları hatırlatılmalı; bi tanesi ailenin havlularını araklarken yakalanmış. Domuz etine olan hassasiyet dışında yemekleri sevdiler fakat bi grup öğrenci 3 hafta neredeyse aç gezdi hiçbirşey beğenmediler. Bununla ilgili yapılacak fazla birşey yok tabii. St. Malo’daki EF çalışanları bireysel olarak çok sempatik ve becerikli insanlar ama aralarında tam bir iletişim sağlayamıyorlar mesela geziler için yapılan sınıf anonslarında her hoca bambaşka şeyler söylüyordu.
En çok yapılan aktiviteler :
Futbol, Basketbol, Beach Volley, Dans Dersi (Salsa), Cambazlık dersi (3 top falan), Plaj, Yüzme.
Hava bozunca yapacak fazla bir alternatif yok.
Bir de son olarak tabii bunun çaresi yok gibi gözüküyor ama nedense bizim Türkler gittiği yerde başta yabancılarla güzel kaynaştıktan sonra olayı milli meseleye çevirip saldırgan ve uyumsuz bir tavır sergiliyorlar. Grup psikolojisi çok korkunç, hiyerarşi ve büyüğü izlemek gibi takıntılar var. Her seferinde bunun bir tatil olduğunu hatırlatmama rağmen meydan muharebesine geldiğini sanan bazı gençler grubun diğer yabancılara adaptasyonunu olumsuz yönde etkiliyorlar. Çare olarak aklıma birşey gelmiyor ama belki gitmeden önceki toplantıda çocuklara kimsenin diğerinin abisi olmadığını ya da bişey yapması için zorlanamayacağını söylenebilir.
Özetle herşey çok güzeldi (sadece Paris’teki ilk otel ve mahalle haricinde) ve ufacık ayrıntılarla mükemmel hale getirilebilir, genel olarak benim gördüğüm kadarıyla vaad edilen ve yerine getirilmeyen bir taahhüd yoktu. Bir de 3 haftanın sonunda yeni başlayan ve vasat olan bütün öğrenciler hakikaten fransızcalarını çok ama çok geliştirdiler, kendileri bile şaşırdılar bu da EF’in başarısı.

No comments: